Godeş Ne Demek? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Kavramsal Çözümleme
Giriş: Güç İlişkilerinin Arasında Bir Sözcük
Siyaset bilimi, yalnızca kurumları ya da yasaları değil; toplumsal dilin, davranış biçimlerinin ve kimliklerin de nasıl şekillendiğini inceler. Dil, iktidarın hem yansıması hem de aracıdır. Bu çerçevede “Godeş” kelimesi, halk kültüründe masum bir lakap gibi görünse de, derinlemesine incelendiğinde toplumsal cinsiyet, iktidar, ideoloji ve vatandaşlık kavramlarını birleştiren önemli bir göstergedir. Peki, “Godeş” ne demek? Ve bu kelime, siyasal ilişkilerin mikro ölçekteki bir yansıması olarak nasıl okunabilir?
Godeş’in Anlam Katmanları: Kültürden İktidara
Türkçe’de “Godeş” genellikle “kendini farklı göstermek isteyen, gösterişli ya da dikkat çekici davranan kişi” anlamında kullanılır. Ancak bu tanım, yüzeyde kalır. Daha derin bir siyasal analiz, bu sözcüğün bir toplumsal kontrol aracına dönüştüğünü gösterir.
Dil, tıpkı devlet gibi, bireyi belirli sınırlar içine çeker. “Godeş” etiketi, özellikle kadınlara ya da norm dışı davranan erkeklere yöneltilerek, toplumsal düzenin sınırlarını hatırlatır. Bu yönüyle “Godeş”, bir mikro-iktidar mekanizmasıdır: bireylerin birbirini disipline ettiği, normatif sınırların yeniden üretildiği bir söylem alanıdır.
Kurumlar, İdeoloji ve Toplumsal Denetim
Toplumsal düzenin sürmesi, sadece yasalarla değil, gündelik hayatın görünmez kurallarıyla da sağlanır. “Godeş” kelimesi, bu görünmez kuralların halk diliyle vücut bulmuş halidir.
Bir kişi “Godeş” olarak etiketlendiğinde, aslında bir ideolojik dışlama gerçekleşir. Bu dışlama, bireyin kamusal meşruiyetini zedeler ve toplumsal kabul sınırlarını yeniden çizer.
Bu noktada devletin değil, toplumun kendisinin kurumsal bir işlev üstlendiğini görürüz. İktidar sadece yönetimde değil, dilin en küçük biriminde bile saklıdır.
Erkek Stratejisi ve Kadın Katılımı
Erkek egemen bir siyasal düzen, “Godeş” kavramını stratejik biçimde kullanır. Erkekler için bu tür etiketler, güç oyunlarının bir parçasıdır: “öteki”ni tanımlayarak kendini merkeze yerleştirmek. Bu, klasik bir hegemonya stratejisidir.
Kadınlar açısından ise “Godeş” kelimesi çoğu zaman toplumsal etkileşim içinde yeniden üretilir ama bu kez farklı bir işlevle: dayanışma ya da uyarı anlamında. Kadınlar, dilin bu aracını kullanarak hem birbirlerini korur hem de toplum içindeki sınırları tartışmaya açar. Yani erkekler “Godeş” diyerek dışlarken, kadınlar bazen aynı sözcüğü içeriden dönüştürür.
Vatandaşlık ve Kimlik Bağlamında Godeş
Modern siyasal düşüncede vatandaşlık, hak ve sorumlulukların dengesine dayanır. Ancak “Godeş” gibi kelimeler, bireylerin bu dengeye erişimini etkiler.
Toplumsal etiketler, bireyleri “makbul vatandaş” kategorisinden dışlayabilir. Böylece bir kişi yalnızca davranışlarıyla değil, üzerine yapıştırılan kelimelerle de siyasal alanda şekillenir.
Bu bağlamda “Godeş”, görünmez bir vatandaşlık sınavıdır. Kimlerin “doğru” davrandığı, kimlerin “aşırı” olduğu, kimlerin “meşru” sayıldığı bu sınavla belirlenir.
Godeşliğin İktidar Dilinde Yankısı
“Godeş” olmak, çoğu zaman “fazla” olmaktır: fazla görünür, fazla özgüvenli, fazla farklı. Ancak siyasal düzenin temelleri, tam da bu “fazlalıkların” bastırılması üzerine kuruludur.
Bu bastırma süreci, toplumsal normların, medyanın ve ideolojik aygıtların ortak çabasıyla işler. Michel Foucault’nun deyişiyle, “iktidar baskıyla değil, üretimle işler.” “Godeş” kelimesi de bu üretimin ürünüdür: norm dışı kimlikleri tanımlar, sınırlar, ve sonunda görünmez kılar.
Provokatif Sorular: Kim Gerçekten Godeş?
Kendimize şu soruları sormalıyız:
– “Godeş” olarak damgalanan kişi mi düzeni tehdit eder, yoksa düzen mi bireyi şekillendirir?
– Farklı olmak neden tehdit olarak algılanır?
– Erkeklerin stratejik güç dili, kadınların dayanışma diliyle birleştiğinde nasıl bir yeni siyasal alan doğar?
– Toplumsal etiketler, demokratik vatandaşlığın önünde görünmez duvarlar mı örüyor?
Sonuç: Godeşlik Bir Kimlik Değil, Bir Direniş Biçimi
“Godeş”, sadece bir kelime değildir; toplumsal cinsiyet, iktidar, ideoloji ve vatandaşlık eksenlerinde yeniden üretilen bir siyasal metafordur.
Bu kavram, bize dilin siyaseti nasıl şekillendirdiğini, normların nasıl içselleştirildiğini ve bireyin özgürlük arayışının nasıl bastırıldığını gösterir.
Belki de en temel soru şudur: “Toplumun seni tanımladığı gibi mi yaşayacaksın, yoksa kelimelerin ötesine mi geçeceksin?”
Etiketler: #Godeş #SiyasetBilimi #ToplumsalCinsiyet #İktidar #Vatandaşlık #KadınVeErkek #İdeoloji #Güçİlişkileri