İçeriğe geç

Haklı tahrik ne demek ?

Haklı Tahrik: Gerçekten Haklı Mıyız?

Bir cinayet ya da şiddet olayı duyduğumuzda, hemen ‘haklı tahrik’ tartışmaları başlar. Erkeklerin gözünden bakıldığında, “bu kadar da değil” dediğimizde, birçoğumuz kendimizi haklı hissederiz. Kadınların perspektifinden baktığımızda ise, tahrik adı verilen bu kavramın aslında şiddeti meşrulaştırmak için kullanılan bir araç olduğuna dair ciddi şüpheler oluşur. Peki, tahrik gerçekten haklı mıdır? Bu soruyu sorarken, gözden kaçırdığımız şey, haklı tahrik diye tanımlanan kavramın ardında ne gibi toplumsal yapılar ve önyargıların yattığıdır.

Haklı Tahrik: Toplumsal Bir Araç mı?

Haklı tahrik, hukuki bir kavram olarak, bir kişinin başkası tarafından ciddi şekilde kışkırtılması durumunda, o kişinin verdiği tepkinin ‘savunulabilir’ bir şekilde şiddet içerebileceği iddiasını taşır. Şiddet, insanın duygusal ve fiziksel sınırlarını zorlayarak patlama noktasına getiren bir olaydır, ancak burada önemli olan nokta şudur: Şiddet için neden bir meşruiyet alanı yaratmak gerekir?

Böyle bir kavram, yalnızca erkeklerin “bunu yapmam gerekti” diyerek savunmalarını güçlendiren bir zırh değil midir? Kadınların, ya da duygusal olarak zayıf durumda olan bireylerin bu ‘haklı tahrik’ savunmasına yönelik tepki geliştirmesi, onları suçlu veya daha az haklı gösterme çabası değil midir?

Toplum, bir erkeği tahrik edebilecek unsurları genellikle kadının üzerindeki sorumluluk olarak görür. “Söylediği bir şey sinirini bozdu,” “davranışı onu kışkırttı,” gibi ifadeler sıkça duyduğumuz, normalleşmiş söylemler arasında yer alır. Fakat, kadınların benzer bir şekilde tahrik edici bir etkileşimde bulunması durumunda, bunu savunmak bir o kadar zordur. İronik bir biçimde, “erkeklerin akıl sağlığı”nı dikkate almak toplumun geleneksel yapılarıyla uyumlu görülürken, kadınların ruhsal hali ya da duygusal tepkileri daha çok “aşırı” ya da “gereksiz” olarak algılanır.

Kadınlar ve Erkekler: Farklı Perspektifler

Erkeklerin, başkalarıyla ilişkilerinde daha stratejik ve problem çözmeye odaklı oldukları söylenebilir. Bir sorun karşısında genellikle hızlı ve doğrudan çözüm arayışına girerler. Bu, çoğu zaman duygusal tepkilerden ziyade mantıklı bir çözüm yolu yaratmaya yöneliktir. Ancak, aynı durum kadınlar için geçerli değildir. Kadınlar, genellikle daha empatik ve insan odaklı bir yaklaşım sergilerler. Bir problemin derinliklerine inmek, başkalarının duygusal durumlarını anlamak ve onlara uygun tepki vermek kadınların stratejisi olabilir.

Bu iki farklı yaklaşım, ‘haklı tahrik’ kavramını da doğrudan etkiler. Kadınların empatik doğası, bazen erkekleri duygusal bir yanıt vermeye itebilir. Erkekler için bu bazen ‘tahrik’ edici bir durum yaratabilir. Ancak, bu durumu bir erkeğin şiddetle ‘cevap vermesinin’ meşru kılınması, ciddi bir tehlike barındırır. Haklı tahrik, esasen bir duygusal patlama sonucu ortaya çıkar, fakat bu patlamanın sorumluluğunu sadece tahrik edici davranışları yapan tarafa yüklemek doğru mudur?

Tahrikin Sınırları ve Meşruiyet

Tahrikin sınırları bir insanın duygusal dayanıklılığına bağlıdır. Ancak, duygusal dayanıklılık üzerine bir toplumun yargısı ne kadar gerçekçidir? Kimi insanlar daha hassas olabilir, ancak bu, onların duygusal tepkilerini ‘haklı’ kılar mı? Tahrik, şiddeti haklı çıkaran bir gerekçe midir, yoksa toplumsal olarak şiddeti daha az kınamamıza neden olan bir kılıf mı?

Bence burada işin esas sorunu, bu tür bir savunmanın aşırı kullanılması ve sürekli bir normalleşme eğilimidir. Haklı tahrik, kısaca ‘olayın sebeplerini görmeden, her şeyin bir açıklaması vardır’ anlayışını kucaklamamıza neden olabilir. Erkeklerin şiddeti savunmak için kullandığı bir araç haline gelmesi, bu kavramın ciddi şekilde sorgulanması gerektiğini gösteriyor. Kadınlar için ise, şiddet içeren tepkilerin, daha önce olduğu gibi ‘huzursuzluk’ veya ‘gizli kin’ gibi açıklamalarla geçiştirilmesi tehlikeli bir yoldur.

Provokatif Soru: Şiddet Hiçbir Şeyin ‘Haklı’ Sebebi Olabilir mi?

Eğer bir kişi başka birini sözlü ya da fiziksel olarak tahrik ederse, bu, şiddeti haklı çıkarabilir mi? Ya da daha doğrudan bir soru soralım: Haklı tahrik bir insanın ruhsal durumunun kontrolünü kaybetmesinin sadece bir bahanesi midir? Hem erkekler hem de kadınlar açısından bu sorulara verilecek yanıtlar, toplumsal normlar ve bireysel sorumluluk anlayışına dair derinlemesine bir tartışmayı tetikleyecektir.

Tartışma, basitçe tahrik ile şiddetin birbirine nasıl bağlandığına odaklanmamalıdır. Aynı zamanda, tahrik olarak tanımlanan durumun ne kadar yaygın olduğu ve aslında daha fazla insanın buna maruz kaldığı bir gerçektir. Fakat, şiddet, hiçbir şekilde haklı değildir. Tahrik edilmek, kimseye şiddet uygulama hakkı vermez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fancycat.com.tr Sitemap
holiganbetholiganbetcasibomcasibombetci